İstanbul Şehir Keşfi – 1 (Aksaray, Fatih, Topkapı)

Merhaba sevgili arkadaşlar,
Başlıktan da anlayacağınız üzere İstanbul’u yeniden keşfetmeye karar verdim ve müzeler, tarihi cami, kilise, saray, kasır, tarihi çeşmeler, tarihi hamamlar, sergiler, eğlence ve sanat merkezleri ve gezilmesi gereken semtler olmak üzere Google Haritalar üzerinden 363 noktayı işaretledim. Ve dün bu 363 noktadan 23’ünü ziyaret ettim. Önümüzdeki beş ay boyunca yaklaşık 15 günümü ayırarak işaretlediğim noktaları tamamlayıp detaylı bir şekilde sizinle paylaşmayı planlıyorum.
İçerik
- Surp Tateos Partoğomeos Ermeni Kilisesi
- Pervelniyal Valide Sultan Camii
- Muratpaşa Camii
- Ebubekir Paşa Sıbyan Mektebi
- Cerrahpaşa Camii
- Haseki Sultan Camii
- Davut Paşa Külliyesi
- Hekimoğlu Ali Paşa Camii
- Nişancı Mehmet Paşa Külliyesi
- Hadım İbrahim Paşa Camii
- Silivrikapı
- İstanbul Surları
- Belgrad Kapısı
- Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı
- İstanbul Çeşmeleri
Yenikapı’da metrodan inerek ilk durağım olan Surp Tateos Partoğomeos Ermeni Kilisesi’ne ulaşıyorum.Yenikapı Surp Tateos Partoğomeos Ermeni Kilisesi
İşte şehir keşfimin ilk bölümü
Surp Tateos Partoğomeos Ermeni Kilisesi

Kilise, Ermeniler’in ilk ruhani aydınlatıcıları olan Surp Tateos ve Surp Partoğomeos Havariler’in ismine atfedilmiş. Kilise’nin temeli 1846’da Patrik Madteos II. Çuhacıyan tarafından atılmış.

Kilise, 1969’da Patrik Şınorhk’un döneminde, Tateos Ajderhanyan çifti ve bazı hayırseverlerin destekleriyle yenilenmiş.
Kapalı olduğu için Kilise’nin içine giremiyorum.
Pertevniyal Valide Sultan Camii

Biraz yürüyüp Aksaray’daki Atatürk Bulvarı’nda bulunan Pertevniyal Valide Sultan Camii’ne ulaşıyorum.

Pertevniyal Valide Sultan Camii, Sultan II. Mahmut’un eşi ve Sultan Abdülaziz’in annesi olan Pertevniyal Valide Sultan tarafından yaptırılmış.
Altın yaldızla parlatılan mavi rengin egemen olduğu kalem işi süslemeler, iç mekanı baştan sona süslüyor.
Devlet ileri gelenlerinin, din bilginlerinin, hocaların katılımıyla düzenlenen büyük bir törenle temelleri atılırken, Pertevniyal Sultan temel atma töreninini meydanı görebilen bir evin penceresinden izlemiş.

Caminin Aksaray Meydanı`na bakan avlu kapısı, İstanbul`daki camiler için pek alışılmadık ve aynı zamanda da göz kamaştırıcı. Bu kapı Osmanlı taş oyma sanatının nadide ürünlerindenmiş. 1956-59 arasındaki Aksaray Meydanı düzenlenmesi esnasında sebil gibi camiye ait bazı unsurlar kaldırılmış veya yeri değiştirilmiş.

Caminin çevresindeki eserler bir çeşme, bir kütüphane ve Pertevniyal Sultan’ın kendisi için yaptırdığı türbeden oluşuyor. Kütüphanesi, Süleymaniye Kütüphanesi’ne taşınmış. Trafikten en çok etkilenen cami bu camiymiş. Caminin kahyası Hüseyin Bey cami masrafı olarak 7961 kese 396 kuruş 10 para harcamış; üç ayrı temel çukuruna olmakla 3225 lira temele gömülmüş.

Pertevniyal Valide Sultan Camii’nden çıkıp 100 metre ilerideki Muratpaşa Camii’ne gidiyorum.
Muratpaşa Camii

Aksaray’da yer alan Murat Paşa Camii, ilk yapıldığı dönemlerde medrese, imaret ve hamamdan oluşan bir külliyeymiş. Camiyi yatıran Murat Paşa fetih dönemi vezirlerindenmiş.

1471 yılında yapımı tamamlanmış olan Murat Paşa Camii, iki yönlü Bursa üslubunda yapılmış.

1950’li yıllarındaki yol yapım çalışmaları sırasında çeşmeyle birlikte dışarıda bulunan mezar taşları caminin yanına alınmış.

Son cemaat yeri 6 kubbeli olan Murat Paşaa Camii’nde duvarlar iki dizi tuğla, bir dizi ince kesme taş düzendeymiş.
Ebubekir Paşa Sıbyan Mektebi

Muratpaşa Camii’nden çıkıp Yusufpaşa tranvay durağından karşıya geçtikten sonra yaklaşık 200 metre yürüyerek Ebubekir Paşa Sıbyan Mektebi’ne ulaşıyorum.

Ebubekir Paşa’nın vakıfları içinde 1724’te İstanbul’da kurduğu sıbyan mektebi ve sebil, kuruluşunun ardından yüzyıl sonrasında da hizmet vermeye devam etmiş.

Ebubekir Paşa Divan-ı Hümayun başçavuşuymuş.
20. yüzyılın ortalarında harap durumda olan mektep, 1950’li yıllarda cadde genişletme çalışmaları sırasında onarılmış.

Sebilküttab binası 1967’de çocuk kütüphanesi olarak hizmete açılmış.
Mektep binasının içinde şu anda kalitesiz elbiseler satan dükkanlar bulunuyor.
Cerrahpaşa Camii

Aksaray Cerrahpaşa Caddesi’nde bulunan Cerrahpaşa Camii, 3. Mehmet döneminde bir süre sadrazamlık yapmış Cerrah Mehmet Paşa tarafından, Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Davut Ağa’ya yaptırılmış.

Cami, 1594 yılında ibadete açılmış.

Tek şerefeli bir minaresi bulunan caminin çine üç kapıdan giriliyor.

Camii’nin mimberi mermerden yapılmış.
Bir sonraki durağım Haseki Sultan Camii oluyor.
Haseki Sultan Camii

Tadilatta olduğu için Haseki Sultan Camii’ne giremiyorum ne yazık ki. Ancak yine de size cami hakkında bilgi vereyim.
Camii, 1539 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın zevcesi Hürrem Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış.

Dışarıdan bu fotoğrafını çektiğim Haseki Sultan Camii, külliye, medrese, darüşşifa, imaret, mektep, ve sebilden oluşuyormuş.
Haseki Sultan Camii’nden sonraki durağım, yine tadilatta olduğu için giremediğim Davut Paşa Külliyesi.
Davut Paşa Külliyesi

Davut Paşa Külliyesi, İstanbul Suriçi Haseki, Cerrahpaşa, Kocamustafapaşa semtlerinin tam ortasında 1485 tarihinde inşa edilmiş. Külliyenin banisi Sultan II.Beyazıt vezirlerinden Koca Davut Paşa tarafından yaptırılmış.
Hekimoğlu Ali Paşa Camii

Davut Paşa Külliyesi’e 200 metre mesafede bulunan Hekim Ali Paşa Camii, Davutpaşa Hekimoğlu Alipaşa Caddesi üzerinde bulunuyor.

Mimarları Çuhadar Ömer Ağa ile Hacı Mustafa olan cami, Hekimbaşı Nuh Efendi’nin oğlu Hekimoğlu Ali Paşa tarafından 1734 tarihinde kendi adına yaptırılmış.

Cami, tekke, türbe, şadırvan, kütüphane, sebil ve çeşme’den oluşan bir külliyeymiş. Cami, baldakenli merkezi mekan geleneğine uygun yapılmış. Yüksek bir subasman üzerindeki caminin 3 avlu kapısı, 3 cami kapısı olup yapı kesme küfeki taşından yapılmış.

Hekimoğlu Ali Paşa Camii’nde, mukarnaslı ve rokoko-klasik sanatlı mihrap sarkıtlı yaşmaklı, iki sütunçeli, iki kabartma dolgulu ve kahverengi tonlarında bezemeli. Üstünde iki yanda Kadiri eşrefi tacı ortada bir gül bulunuyor. Mihrap alanı harimden 30 cm yüksekte kare bir alan ve sol duvarında ahşap yeşil renkli hünkar mahfili asılı gibi duruyor. Sol duvarda bir Kabe tasviri resmi, sağ duvarda yine bir Kabe tasviri çinisi var. Mihrabı sağdan sola kuşatan Kütahya çinisi üzerinde celi sülüs hatla Ayetül Kürsi yazılı.
Mermer minber, mukarnaslı tepelikte ajurlu taçla bitiyor. Ahşap kürsü soldaki sütuna bitişik. Duvarlar, mahfile kadar hatlı mavi çiniyle kaplı.
Şadırvanın hemen arkasında ise Ali Paşa’nın türbesi bulunuyor.

Tromplu iki kubbe ile örtülü bir dikdörtgen olarak tasarlanmış olan türbe kubbelerinin sağdakinin altında Hekimoğlu Ali Paşa, eşi Muhsine Hatun ve aile fertleri, soldakinin altında ise Şeyh Abdal Yakub ve Şeyh İbrahim ile tekkenin diğer ileri gelenlerinin sandukaları bulunuyormuş.

Hekimoğlu Ali Paşa Camii’nin avlu cephesi ahşap sundurmalı olan türbenin kapı alınlığında talik yazılı kitabesi var ve avluda su terazisi ve bir kuyu bulunuyor.

Nişancı Mehmet Paşa Külliyesi

1594 yılında inşa edilen Nişancı Mehmet Paşa Külliyesi; külliye, cami, türbe, iki medrese, sebil, ve hazireden oluşuyor.

Sultan 3. Murat döneminde, altı vezirden biri olan Nişancı Mehmet Paşa tarafından inşa ettirilmiş olan Külliye, şu anda Tügva Fatih Temsilciği olarak hizmet veriyor.
Hadım İbrahim Paşa Camii

Sonraki durağım, Mimar Sinan’ın yaptığı Hadım İbrahim Paşa Camii oluyor.

Silivrikapı Camibaziye Mahallesi’nde bulunan Hadım İbrahim Paşa Camii,. Hadım İbrahim Paşa tarafından 1551’de Mimar Sinan’a yaptırılmış.

Hadım İbrahim Paşa Camii, aslında külliye olarak yaptırılmış ancak günümüze sadece cami kalmış.

Hadım İbrahim Paşa Camii, kesmetaş-tuğla bir yapı.
Son cemaat yeri 5 kubbeli, 6 sütunlu olan Hadım İbrahim Paşa Camii’nin revaklarının arası alüminyum ile, mihrabı ise mavi beyaz çinileriyle kaplanmış. Minber ve müezzin mahfili mermerden yapılmış. —İstanbul’da.

Camii’nin avlusunda Hadım İbrahim Paşa’nın türbesi ile birlilte avlunun açık alanında mezar taşları bulunuyor.
Silivrikapı
Hemen Hadım İbrahim Paşa Camii’nin yanında bulunan Silivrikapı’ya yürüyorum.

Silivrikapı’nın önünde iki tane savunma kulesi ve yanında Bizans dönemine ait yaklaşık 1700 yıllık bir imparatorların mezar odası bulunuyor.
İstanbul Surları

İstanbul Surları, İstanbul’un çevresinde bulunan, Doğu Roma zamanında yapılmış şehir duvarları.

İstanbul’un etrafını çeviren surlar tarihte 5. yüzyıldan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiş. Son yapımı MS 408’den sonraymış.

II. Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu’ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray’a bu taraftan ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule’ye, Yedikule’den Topkapı’ya, Topkapı’dan Ayvansaray’a uzanıyormuş.
Belgrad Kapısı

Silivrikapı’dan yaklaşık 1 km kadar yürüyerek Belgrad Kapısı’na ulaşıyorum. Bu kapının önünde de tıpkı Silivrikapı’daki gibi iki tane savunma kalesi yer alıyor. Osmanlı döneminde bu kapıya uzun süre “Kapalı Kapı” denmiş. Çünkü Bizans döneminde takriben 12. yüzyılda kapı örülmüş ve yaklaşık 700 yıl kapalı kalmış. 1886 yılında aşağıda bulunan Balıklı Rum Hastanesi’ne geliş gidişi kolaylaştırmak için yeniden açılmış. Kapı adını bu civarda bulunan Belgrad göçmenlerinden alıyormuş.
Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı

Sonraki durağım Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı oluyor.

Kilisenin ilk defa 5.yüzılda imparator I.Leon tarafından inşa ettirildiği kabul ediliyormuş.

560 yılında ayazma imparator I.Justinianos tarafından ihya edilmiş ve küçük şapel eklenmiş.

705,741,787,869 tarihlerinde şehri ele geçirmek isteyen ordular ve depremler sonucu zarar gören ayazma ve kilise tamir ettirilmiş.

924 ‘de Bulgar-Slav orduları ve 1204’de Latin orduları tarafından tahrip edilen ayazmanın çevresindeki halk 1422 ‘de bu bölgeyi terkederek sur içine taşınmış.1727’de III.Ahmed’in izniyle tekrar kullanıma açılmış.

1894’deki deprem ve 6-7 Eylül yangını tarafından zarar gören ayazma son olarak 1960’ta onarılmış.

Ayazmanın mahzen kısmı tonozla örtülü.Sağda kaynak suyunun dört çeşme ile aktığı havuz,solda mermer ikonastasis yer alıyor.Tavan ve duvarlarında kalem işi süslemeler bulunan mahzen çeşitli ikonlarla donatılmış.
Ayazma her gün sabah 08.30 ile 16.30 saatleri arası ziyarete açık.

Kilisenin avlusunda Karamanlıca yazılı mezar taşları döşeli.
Saat geç olduğu için kilisenin tamamını gezemeden ayrılıyorum ve turumu burada bitiyorum.
İstanbul şehir keşfinde İstanbul’daki çeşmelerin de fotoğrafını çekmeye karar verdim. Aşağıda turumun ilk gününde çektiğim İstanbul çeşmeleri yer alıyor.
İstanbul Çeşmeleri




İstanbul şehir keşfim devam edecek.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Diğer yazılarımı okudunuz mu?
Bir cevap yazın